Depresyon, ruhsal bozukluklar içerisinde en sık görülen hastalıklardan biridir. Günümüz toplumlarında bu durumla başa çıkmak için birçok araştırmalar yapılmış ve bunun üzerine terapiler geliştirilmiştir. Gazetemize depresyon üzerine, depresyonda bilişsel davranış terapisi nedir ve nasıl uygulanır konusunda Uzman Psikolog Işık Pekgirgin önemli açıklamalarda bulundu.
DİKKAT KRONİKLEŞEBİLİR
Depresyonu bir hastalık olarak görmenin yalnızca işi kolaylaştırdığını söyleyen Uzman Psikolog Işık Pekgirgin, “Depresyon her bireyde görülen ve karşılaştığımız olaylar ve durumlar karşısında ortaya çıkan üzüntü duygusundan farklı bir tepkidir. Depresyon kendiliğinden de sonlanması beklendiğinde kronikleşebilen bir durumdur. Bu nedenle çevrenizden sıklıkla duyabileceğiniz ‘kendiliğinden geçer’, ‘her şey sende bitiyor, istersen yenebilirsin’ gibi yaklaşımlar geç kalınmasına neden olabilir ve dolayısıyla bir tedaviyi de güçleştirebilir. Doğada her şey neden-sonuç ilişkisine bağlıdır. Ortada depresyon varsa nedenleri de vardır. Birçok faktör karşılıklı etkileşim içerisinde depresyona neden olabilmektedir. Kimi zaman biyolojik nedenler, yani kişinin genetik yapısı ve beyinde ortaya çıkan biyokimyasal değişimler depresyona neden olurken, kimi zamanda kişilik yapısı, aile ve çevre ile kurulan ilişki biçimi ve yaşadığı sorunlar da depresyona yol açar. Bütün bunlara ek olarak, depresyona neden olan en önemli şey kişinin düşünüş biçimidir. Çoğu zaman kişiler düşünüş biçimini fark edebilir ve değiştirebilirse depresyonda kalıcı düzelmeler sağlanabilir. Unutulmamalıdır ki her birey uygun koşullar oluştuğunda depresyona girer. Önemli olan bu koşulların oluşmasını engellemek ya da koşullar oluştuktan sonra ortaya çıkan depresyonu ortadan kaldıracak adımlar atabilmektir. Kişileri asıl sıkıntıya sokan şey zihinlerinden geçen ve farkında olunmayan düşüncelerdir” diye açıkladı.
DEPRESYONDA MISINIZ?
Depresyona giren kişilerin çeşitli ruhsal değişimler yaşadığını söyleyen Psikolog Pekgirgin, konuşarak ifade edemeyenlerin bu durumu beden dili ile de dışa yansıtabileceğini söyledi. Pekgirgin, “Eğer bir kişide içe kapanma, eskiden zevk aldığı şeylerden zevk alamama, ağlama, insanlarla görüşmek istememe gibi birtakım değişimler oluyorsa depresyonda olma olasılığı vardır. İlgi ve istek kaybı, kendini üzgün, umutsuz ve çaresiz hissetmek, uyku bozukluğu, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık ya da aşırı yeme, kendini işe yaramaz hissetmek, dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve konuşma ya da davranışlarda yavaşlama ve huzursuzluk görünmesi gibi belirtilerden en az beş tanesi var ise kişinin depresyonda olduğu düşünülebilir. Depresyon bizim gibi duygu ve düşüncelerini tam olarak ifade edemeyen toplumlarda kronik ağrı ve yorgunluk gibi belirtilerle de kendini gösterebilir. İnsan sıkıntısını ya dili ya da bedeni ile ortaya koyar. Dil konuşmayınca beden konuşur. Eğer depresyonda olduğunuzu düşünüyorsanız öncelikli olarak uzman psikoloğa başvurmanız gereklidir. Uzman psikolog sizin için en doğru tedavi yöntemini ortaya koyup gerekli yönlendirmeleri yapacaktır. Depresyon tedavisi için de kullanılan Bilişsel Davranış Terapisi (BDT) en etkili tedavi yöntemlerinden biridir” dedi.
BİLİŞSEL-DAVRANIŞ TERAPİSİ NEDİR VE NASIL UYGULANIR?
Bilişsel-davranış terapinin nasıl bir terapi olduğunu anlatan Uzman Psikolog Işık Pekgirgin, sıkıntı yaratan belirtileri hedef alan, sıkıntıyı azaltmayı, düşünce biçimlerini yeniden gözden geçirmeyi ve sorun çözmede yardımcı olacak yeni stratejiler öğretmeyi amaçlayan etkililiğini araştırmalarla gösterilmiş bir psikoterapi türüdür. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), orta ve şiddetli belirtiler gösteren vakalar da dahil olmak üzere depresyon tedavisinde etkili olmakta, ilk sıra tedavisi olarak psikiyatri kılavuzlarında gösterilmektedir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ile depresyondaki düşünme biçimini (kendini eleştirme, umutsuzluk) ve eylemsizlik, sosyal çekilme, kaçınma gibi davranış örüntülerini hedef alır. Bilişsel ve davranışçı becerileri öğreten, yapılandırılmış, işbirliğine dayalı, kısa süreli ve sorun odaklı bir psikoterapi yöntemidir” diye açıkladı.
EN ETKİLİ TERAPİ…
Uzman Psikolog Işık Pekgirgin, bilişsel-davranış terapisinin ortalama 10 seans sürdüğünü söylerken, tedavinin 4-6. seanslarında depresif belirtilerde belirgin düzelme görüldüğünü de söyledi. Pekgirgin konuşmalarına devam ederken; “Bilişsel-davranış terapisinin bazen de ilaç tedavilerinin üstün olduğu, bir çok çalışmada da bilişsel-davranışçı terapi ile antidepresan ilaçların benzer etkinlikte olduğu görülmektedir. Psikiyatri dünyasında son yıllardaki ortak görüş akut depresyon tedavisinde bilişsel davranışçı terapinin antidepresan ilaç tedavisi ile eşdeğer etkinlikte olduğudur. Yan etkiye sahip olmaması ve uzun vadede daha ekonomik olması BDT’ ye bir avantaj getirmektedir. Merak edilen bir soru da bilişsel-davranışçı terapinin depresyonun nüks etmesi üzerindeki etkinliğidir. Depresyonda BDT’nin depreşmeyi önleyici etkisi antidepresan ilaçlardan daha fazladır. Üç ya da daha fazla depresyon dönemi olan hastalarda nüksü önlemek için mutlaka bilişsel-davranışçı terapi uygulanmalıdır. Olumsuz düşünce ile depresif belirtiler arasındaki bağıntıyı çözmede BDT çok daha etkindir” diyerek bu tedavinin önemini bir kez daha vurgulamış oldu.
Kaynak : MERVE ÖZDEMİR / ÖZEL HABER